Yapay Zeka Gerçekten Bize Ne Vadediyor?

Yapay zeka teknolojisi, son yıllarda gündemimize bomba gibi düştü. Ancak birçok kişi yapay zekayı sanki 2022’de yeni keşfedilmiş bir teknolojiymiş gibi görüyor. Oysa ki bu teknoloji aslında sanıldığı gibi yeni ortaya konan bir konu değil. Yapay zeka teknolojisinin kökenleri, ilk programlanabilir bilgisayarların icat edildiği 1940’lara kadar uzanıyor. Daha da geriye gidersek, insanların etkileşimli ve yönlendirilebilir varlıklar yaratma hayalleri mitolojilere kadar dayanıyor. Peki, neden birçok kişi bu terim 2022’de ortaya çıkmış gibi davranıyor?

Belki de en iyi örnek, uzaya yolculukla ilgili bir analoji olabilir. İnsanlar yıllardır uzaya gidiyor, bu konuda büyük adımlar atılmaya da devam ediyor. Ancak bir düşünün: Yarın popüler bir havayolu şirketi, uygun fiyatlı Ay seyahatleri satmaya başlasa, hepimiz bunu konuşurduk değil mi? (Birkaç gün önce SpaceX tarafından gelen gelişmeler aklınızda canlanıyor olabilir.) ChatGPT’nin tanıtılmasıyla yaşanan şey de tam olarak buydu; yapay zeka teknolojisinin gücü bir anda herkesin erişimine açık hale geldi. Artık sadece bir avuç uzman değil, hepimiz birkaç komut (prompt) ile birer yazar, geliştirici ya da tasarımcı olabiliyoruz. (Elbette daha gidilecek çok fazla yol var. 🏄🏻 …. 🤖 )

Yapay Zeka Teknolojisi - omeroglu.org

Pandeminin Etkisi ve Yapay Zekanın İş Dünyasındaki Yükselişi

Yapay zeka teknolojisinin bu ani yükselişini tetikleyen önemli bir diğer faktör ise pandemiydi. Pandemi sonrası ortaya çıkan dönemde birçok işletme, kaybettikleri zamanı telafi etme konusunda oldukça ısrarlı davranarak ön plana çıktı. Daha hızlı, daha verimli ve daha otomatikleştirilmiş süreçler arayışı, yapay zeka çözümlerine olan ilgiyi patlattı. Şirketler, bu teknolojinin neredeyse her iş alanında devrim yaratabileceğini düşündü: İçecek dağıtımından seyahat acentelerine kadar birçok sektör, yapay zeka sayesinde ürünlerini daha “akıllı” hale getireceğini iddia etti.

Ancak birkaç yıl sonra yapay zeka çılgınlığı biraz yatışmaya başladı ve artık şu soruyu soruyoruz: İşletmeler fikir ve öngörülerinin arkasında durabiliyor mu? Yoksa hala bu yeniliğin pratik uygulamalarını tam olarak ortaya koyamadık mı?

Bu kısımda kritik bir eşik bulunuyor.


Yapay Zeka Hakkında Gerçekçi Olmalı mıyız?

Evet, yapay zeka birçok alanda büyük başarılar sağladı. Ancak, her yeni teknoloji gibi, yapay zeka teknolojisinin de bazı sınırlamaları ve eksiklikleri var. İş dünyasında devrim yaratacağı iddia edilen birçok yapay zeka uygulaması, henüz vadedildiği kadar etkili olmadı. Bazı işletmeler için yapay zeka, gerçekten iş süreçlerini iyileştirirken; bazıları için sadece çağın modası bir terimden ibaret kaldı.

Burada hepimizin durup kendimize sorması gereken sorular var: Gerçekten yapay zeka tüm sorunlarımızı çözebilecek mi? Yoksa bu teknoloji sadece birkaç alanda mı etkili? Yapay zeka, insan yaratıcılığı ve düşünme yetisiyle tam anlamıyla rekabet edebilir mi?


Gelecek Ne Getirecek?

Yapay zeka hala gelişim aşamasında ve gelecekte bizi nelerin beklediğini tam olarak kestirmek zor. Ancak şu bir gerçek: Yapay zeka, insanın yerine geçmektense insanın yeteneklerini tamamlayan bir araç olarak görülmeli. Bugün yapay zeka sayesinde birçok iş kolunda büyük gelişmeler kaydediliyor, fakat bu gelişmelerin sürdürülebilir olup olmayacağını zaman gösterecek.

Sonuç olarak, yapay zeka gerçekten de heyecan verici bir teknoloji. Ancak bu teknolojiyi abartmadan, onun gerçek potansiyelini ve sınırlamalarını anlamamız gerekiyor.

Belki de esas şu soruları sormalı:

Yapay zekanın sınırları nereye kadar ulaşabilir?

Sınırları aşmak bizim elimizde mi?

Bu sınırları aşabilirsek eğer gelecekte bizi neler bekliyor olacak?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir